ES’AD COŞAN HOCAEFENDİ

Ahmed ŞAHİN

5.2.2001 Zaman
 

Es’ad Coşan Hocaefendi... Milyonların tanıdığı bir sevimli isim... Yaptığı hizmetleriyle, verdiği geniş irşadıyla gönüllerde yerini almış bir ilim insanı, irşad öncüsü. Böyle benzeri az görülen mürşidlerin ölümünü öteden beri büyük kayıp olarak ifade eden zatlar: - Âlimin ölümü, âlemin ölümü diye tavsif etmişlerdir. Prof. Es’ad Coşan Hocaefendi’yi de böyle anlamak hiç mübalağa olmaz. Çünkü şimdiye kadar gösterdiği eşsiz gayretleriyle âleme hizmetler vermiş, imar ettiği gönüller ondan aldığı feyiz ve kuvvetle toplumun hayırlı insanları haline gelmiş, bulundukları yerlerde iyilik ve hayrın öncüleri olarak görülmüşlerdir.

 Kendisini her dinleyişimde geçmişteki dört duvar arasında hizmetini sürdüren tarikat anlayışını duvarların dışına çıkardığını, topluma maddî, manevî hizmet veren bir tarikat anlayışı takdim ettiğini takdirle müşahede etmiş, işte gönlümüzde tarikat böyle anlaşılmalı diye söylenmiştim. Hatta bir defasındaki konuşmasında unutamadığım şu ikazlarda bulunmuştu.

Şöyle demişti camisindeki kürsü-sünde gönüldaşlarına: - Topkapı surlarının yıkıklarında yoksul insanların yaşamaya çalıştıklarını duydum. Şayet doğruysa, burada yaptığınız ibadet-lerinizi gözden geçirin. Evinizdeki içtiğiniz sıcak çorbanızın durumunu iyi düşünün. Siz sıcak evinizde lezzetli çorbanızı içerken sur yıkıklarında çoluk çocuk yaşama savaşı veren yoksulların bulunuşu sizin ne ölçüde dindar olduğunuzun ispatıdır. Şayet siz gerçek gönül insanı olsaydınız, onlar duvar yıkıklarında yaşama savaşı verirken çorbanız boğazınızdan geçmeyecek, ya siz de onlar gibi sıkıntı duyacaktınız ya da imkanlarınızı birleştirip onları oradan alarak insan gibi yaşayabilecekleri bir yere yerleştirecek, ondan sonra sıcak evinizde gönül huzuruyla ibadetinizi yapacak, çorbanızı içme iştihası bulacaktınız!..

 İşte Prof. Es’ad Coşan Hocaefendi... Tarikattaki bağlılarına böyle sosyal anlayışlar sunuyor, onları topluma peşin hizmet veren gönül erleri haline getiriyordu. Geçmişin içine kapanık, toplumun derdiyle ilgilenmeyen mistik anlayışını telkin etmiyor, günün ihtiyacına cevap veren hizmet ordusu haline getiriyordu çevresini. Böylesi anlayışa elbette toplum evet diyecek, kalbini, gönlünü o anlayışa açacaktı. Nitekim açmıştı da. Şimdiye kadar yaptığı değerli hizmetleriyle âhiretini kazandığını düşündüğüm bu büyük insanın, bir trafik kazasıyla aramızdan ayrılışını, ayrıca bir de şehadet rütbesiyle taçlanma olarak görüyorum. Rabb’imizden geniş rahmetler diliyor, gönüldaşlarına sabrı cemiller, bütün Müslümanlara da başsağlığı niyaz ediyorum.

içindekiler | ana sayfa