PROF. ES’AD COŞAN’IN KAYBI

Burhan Özfatura

08.02.2001 Türkiye


Bir güzel, değerli insanı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Cenab-ı Hak rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Hepimizin ve tüm yakınlarının başı sağ olsun. Merhum Es’ad Coşan’ın bıraktığı boşluğu dolduracak gençlerin yetiştiğini görmek, hepimize nasip olsun. Rahmetliyi tanıyıp da sevmemek mümkün değildir. Böylesine iyi yetişmiş, geniş kültürlü, hoşgörülü, eğitime ve müspet ilimlere değer veren, özellikle kızlarımızın eğitim görmesi için gayret gösteren, çok az insan bulunur. Yazdığı eserleri ve neşrine yardımcı olduğu kitapları; periyodikleri tetkik edenler, ilme olan tutkusunu ve teşviklerini hemen farkedeceklerdir.

İslâmın en önde gelen prensiplerinden biri: “İman ve ilim, bir kuşun iki kanadı gibidir. Tek başına bir anlamları olmaz...” Hadis-i şerifidir. Rahmetli de, bu güzel ölçünün en gayretli taraftarlarından bir tanesiydi. İlimle inancı meczetmiş, bir güzel gıda gibi insanlara sunmuştur. Fikirlerini devamlı olarak yazı ile ifade edebilen (makale ve kitap tarzında); bu arada Hacı Bektaş Veli Hazretleri hakkında en mükemmel eseri veren bir kişidir. Yazdığı kitapları saysak, bu makale çerçevesi yetmez. Devamlı olarak fakirleri arar, aratır ve yardım ederdi. Bu konudaki vakıf çalışmaları konusunda örnekti.

On binlerce fakir ve çalışkan öğrencinin tahsil yapmasını sağlamıştır. Her meslekten, ülkeye genç yetişmesine yardımcı olmuştur. Eğitime çok büyük destekler vermiştir. (İzmir ve Ege Bölgesindeki hizmetlerinin bir bölümünün bizzat şahidi olmak imkânı buldum. Mühendis, doktor, avukat, vb. meslek sahiplerinin nasıl kazandırıldığını takdirle izledim.) Aynı şekilde, sağlık hizmetlerinde de başarılı bir tablo sergilemişler; binlerce fakirin derdine çare olmuşlardır. Fevkalade kaliteli sağlık merkezleri kurmuşlardır. Velhasıl, hayatının her safhasında, her dakikasında, başkalarının derdi ile ilgilenen; birşeyler yapmak için çırpınan; büyük hizmetleri gerçekleştiren; kendisi çok mütevazı, yaptıkları satırlara sığmaz; bir değerli insan, bir gönül dostu idi. (Çok iyi Arapça, İngilizce ve Almanca bilirdi.)

Ne yazık ki, birkaç gündür, bazı kişilerin mesnedsiz açıklamalarını izleyerek üzüntü duymaktayız...Milli ve manevi değer sahiplerini, potansiyel suçlu gibi görmekten ne zaman vazgeçeceğiz? Bu ülkeye, çok güzel hizmetler veren; hiçbir şekilde başkasına zararı dokunmayan; herkesi çok seven ve iyilik için koşturan; kanunlara herkesten fazla riayet eden; özellikle istismar edilmesin diye, provokasyon malzemesi yapılmasın diye, her sözüne ve adımına dikkat eden; hem manevi, hem de müspet ilimlerde gerçekten üst seviyelere ulaşan; insanları takdir etmeyi, suçlamamayı, ne zaman öğreneceğiz? Flû kavramların arkasına sığınarak, karalama kampanyaları yürütmekten; insanların iç dünyalarına, vicdanlarına müdahale etmekten; devamlı baskılar uygulamaktan; mevcut baskıcı, anti-demokratik düzeni devam ettirmekten, nasıl sıyrılacağız?

 Merhum, Es’ad Coşan’ın kritiğini yapabilmek için, onun kadar ilim sahibi, gani gönüllü, merhametli, cömert olmak gerekir. Yoksa, ucuz ve standart kalıplarla analiz yapmaya mahkûm olur, gülünç duruma düşeriz. Nazım Hikmet’in göklere çıkarılmak istendiği, (onu mahkûm eden Atatürk dönemi yönetimimin suçlandığı); bölücülerin, çocuk katillerinin, on binlerce masumu katledenlerin, ülkeye en büyük ihaneti yapanların, Türk Ordusuna “işgalci” damgası vurmak isteyenlerin, hoşgörüldüğü; hapishanelerden çıkarıldığı; idamlarının engellendiği; bir ortamda, Prof. Es’ad Coşan niçin gurbete gitmek zorunda kalmıştır?

Rahmetliye, (maazallah) vatan haini, insanlık düşmanı, diyebilir miyiz? Halkını ve ülkesini çok sevmediğini iddia edebilir miyiz? Banka mı hortumlamıştır? Devlet ihalesinden avanta mı almıştır? Ya da, bu işleri yapanlara hizmet mi etmiştir? Asla... Aksine, hep ülkesi ve insanları için gayret göstermiştir. Elbette, imanı ve inancı için de çalışmıştır. En önemlisi, İslâmın politik amaçlar uğruna istismarına geçit vermemiştir. Ruhu şad olsun. Mekânı Cennet olsun...

içindekiler | ana sayfa