GÖZYAŞI SAĞANAĞINA SEBEP OLAN BİR ÖLÜM HABERİ

İsmail Müftüoğlu

07.02.2001 Akit

 

Bazı ölümler insanı derinden sarsar. Gönülden vurur. Adeta felç eder. Durmadan ağlatır. İşte böyle bir ölüm haberi geldi. Hepimizi derinden sarstı ve yürekten ağlattı. Prof. Dr. Es’ad Coşan Hocaefendi Hakk’ın rahmetine kavuştu. Allah’tan, Allah dostuna rahmet niyaz ediyoruz. Üzüntümüz çok, ama takdir edene de boynumuz büküktür.

Allah’ın dostu bu insanlar, hayatları boyunca Hakk’ın tebliği ile meşgul olmuşlardır. İnsanların gönül tellerini titreştirerek, onlara Yaratıcı’yı hep hatırlakmışlardır. Gece demeden, gündüz demeden, Allah için gayret göstermiş ve binlerce insanı felaha kavuşturmuşlardır.

Bu zatlar, insanlarımızın manevi yapısını ikmal için vakıflar kurdular. Kurslar açtılar. Binlerce kitap yazıp neşrettiler. Hakk’ı tebliğ sadedinde mecmualar, gazeteler çıkardılar ve inanan insanların soluklanmasına vesile oldular. Bölücülük de yapmadılar. İnsanları birbirlerine sevdirmeye çalıştılar.

Merhum Prof. Es’ad Coşan Hocaefendi de, bütün baskılara rağmen tebliğden hiç kaçınmamıştır, Anadolu’yu adım adım dolaşarak ilim ve irfan ordusunun büyümesine, gelişmesine yardımcı olmuştur. Binlerce talebe yetiştirmiştir.

28 Şubat sürecinin hukuk tanımaz, akıl almaz baskıcı tavrı sebebiyle tasavvuf ehli insanlar, hadsiz ve hudutsuz sıkıntılara duçar oldular. Hareketleri kontrol altına alındı, talebeleri ile münasebetleri yasaklandı. Bahaneler ihdas edilerek insanların İslâmi hareketleri kısıtlandı, nefes alamaz durumlara getirildi.

Manevi sofrasında rahatsız edilmeye başlanan Es’ad Coşan Hocaefendi de, faaliyetlerini daha rahat ifa etme ve İslâm’ın güzelliklerini ehli kitaba dahil insanlara anlatabilmek için yurtdışına çıkma mecburiyetinde kalmıştır.

Prof. Es’ad Coşan Hocaefendi, Mehmed Zahid Kotku gibi büyük bir zatın, büyük bir velinin hizmetinde bulunmuş ve farik vasıfları sebebiyle, O zat-ı muhtereme damat olmuştur. Enaniyetini terkederek, manevi potada eriyip şekillenen Es’ad Coşan Hocaefendi’nin ölümü, bizler için büyük bir kayıptır.

Uhdesine tevdi edilen emaneti, ölümü anına kadar yerine getirmeye çalışmış, o uğurda da Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. O Canan’a ulaşmış, biz ise Canan’dan mahrum kaldık. Önden gidenler, Onu kucaklamanın hazzına ulaşmış, bizler ise yetim kalmış bulunmaktayız.

Bir ömür böylece tamamlanmış, Allah’a kul olmanın zevkine ulaşanlar, ölmeden önce de zaten ölürler ve yeni hayatın müdavimi olurlar. Es’ad Coşan Hocaefendi de, ölmeden önce ölenlerden biridir.

Bu zatlarla dünyada yoldaş olmak, gönüldaş olmak ve uhrevi alemde Cennet’te onlarla buluşmak, ümit dahi olsa ne güzeldir. Onların himayesinde olmak en büyük rütbe değilse, nedir? Onlar, terk-i dünya ederek ahiret yurduna ulaştılar. Orada da bir yıldız gibi bağlılarına rehberlik yapacaklar.

Ölüm, insanlar için acıdır. İnananlar için sevindiricidir. Hele hele ömürleri boyunca Allah’ı zikredenler için, ölüm bulunmaz nimettir. Zira ölüm vuslattır. Bu gönül sultanlarının hepsi kendilerinden ziyade talebelerini düşünür, onların kurtuluşa ermeleri için devamlı duada ve niyazda bulunur,

Bunlar, insanlar için Allah’a yalvarıcıdır. Gözyaşı dökücüdür. Afetlerden, belalardan kurtuluş için yol göstericidir. Dünyamız bu zatlardan mahrum kaldıkça kararmaktadır. Her zatın ölümü sonrasında insanlar meyus olmakta, yalnızlıklarını daha derinden anlamaktadırlar.

İnsanlar, bazı ölümleri tarif etmekte, anlatmakta zorluk çekerler. Hele hele Allah dostlarının ölümü münasebetiyle, o Allah dostlarının meziyetlerini yazıya dökmek imkansızdır. İşte biz, böyle bir halet-i ruhiye içinde bir şeyler yazmaya çalıştık. Eksiklerimiz ve kusurlarımız affola.

Sözün kısası, üç-dört gün önce dünyada iken gönülleri aydınlatan bir yıldız daha kaydı gitti. Allah rahmet eylesin. Hepimizin başı sağolsun.


 
içindekiler | ana sayfa