SÜLEYMANİYE'DE DEĞİL, GÖNÜLLERDE YER BULMAK

Mustafa Ünal

9.2.2001  Zaman


Konu asıl mecrasından çıktı. Abartıldı, abartıldı ve mezarlık işi bir anda devlet–tarikat zeminine kayıverdi. Oysa ailesi ve sevenleri Es’ad Coşan Hocaefendi’nin Süleymaniye Camisi’nin avlusuna gömülmesini, sırf büyükleri orada bulunduğu için istemişti.

Nakşibendi tarikatı genel anlamda devletle barışıktır. Özü gereği siyasi projeye dönüşmesi mümkün değildir. Bir gönül projesidir. Hedef tamamen insandır. Devletin, insanı ihya eden bu yaklaşıma soğuk baktığı dönemler olmuştur.

Böyle dönemlerde devlet, sadece bazı sosyal projelerle değil kendisiyle bile kavgalı anlaşılmaz bir görüntüye bürünür. Daha yeni, sıcaklığını koruyan böyle bir konjonktür yaşandı. Es’ad Coşan Hocaefendi bu konjonktürün hışmına uğrayanların başında geliyor. Uzun süre ülkesinden ayrı, çok ıraklarda, Avustralya’da yaşamak zorunda kaldı.

Öteki aleme göçü gurbette oldu. Son demlerini sevenlerinden, ailesinden uzaklarda geçirdi. Hocaefendi’nin kaderinde gariplik varmış. Gurbet ellerde geçen yaşamının son yılları, ölümün uzaklarda gelmesi ve ölümünden sonra yaşananlar bu garipliğin uzantısı.

Fakat ne gam. En doğru haberci, “Din garip olarak geldi, günün birinde gene garip kalacaktır. Ne mutlu o gariplere...” demiyor mu? O öte alemin mutlu gariplerinden... Hükümet, kararnameyle gerekli jesti yaptı. (...)

Garipler ehlinin hedefi şaşaalı mezarlar değil, gönüllerde yer edinmektir.

Avustralya’da 13 caminin açılışına öncülük eden ve bu şekilde dinin ihyasına çalışan Es’ad Coşan Hocaefendi’nin Türk insanının gönlünde muhteşem yeri var. Bu yer Süleymaniye’den de, Karacaahmet’ten de daha kıymetli...

Önemli olan da bu. Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosundan sonra ailenin yaptığı açıklama ne kadar hoş, ne kadar anlamlı: Önemli olan dünyadaki yer değil, Allah katındaki yerdir.

Mezar ötede itibar kazandırmaz. Bir insanın hayatı; eserleri, şahsiyeti, sosyal barışa katkıları ve hizmetleriyle ölçülür... Gittiği her yeri hizmet alanına çeviren ‘görünmeyen üniversite’ Es’ad Coşan Hocaefendi’nin nereye defnedileceği hiç önemli değil. Onun yeri milletin gönlü...

Allah ondan razı olsun.

içindekiler | ana sayfa