EYÜP SULTAN’DAKİ ONBİNLER SİZİ UTANDIRACAK MI?

Ali İhsan Karahasanoğlu

09.02.2001 Akit


Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Es’ad Coşan Hocaefendi’nin Süleymaniye Camii içerisindeki kabristana gömülmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nı iade etmiş. Tabi bazı kanun maddelerini gerekçe gösteriyor ise de aslında gerçek sebeb kartel yazarlarının bu yöndeki baskıları.

Eminim ne cumhurbaşkanı, ne de ona gaz veren kartel yazarları, ateist sözde sivil toplum kuruluşu temsilcileri Süleymaniye Camii avlusundaki kabristanı burda 200 kişinin gömülebileceği mezar için ayrılan yer olduğunu bilmiyorlar.

Sanki cami küçültülüp, mezar yeri açılıyormuş gibi hava estiriyorlar.

Devletin resmi haber ajansına bir bakın.. Anadolu Ajansı, toplumun büyük bir kesiminin sevgisine mazhar olmuş bu din aliminin trafik kazasında vefat ettiğini 24 saat hiç duyurmadı bile.

Taki başsağlığı açıklamaları geldikten sonra Anadolu Ajansı, Es’ad Coşan hocaefendi’nin ölümünden abonelerini haberdar etmiş oldu.

Fakat dün Anadolu Ajansı’nın haber metinlerini izledim. Cenazelerin Süleymaniye Camii kabristanına gömülmemesini isteyen ne kadar ıvır zıvır dernek varsa, ne kadar adı sanı duyulmamış milletten kopuk topluluk varsa, hepsinin laiklik histerileri içindeki demeçlerini haber(!) olarak sunuyordu.

Es’ad Coşan Hocaefendi’nin ölümünü haber yapmayan Anadolu Ajansı, cenazenin defnedileceği yeri bir günde geçtiği onlarca haberle eleştiriyordu.

Ergün Aybars, Yekta Güngör Özden, Ankara Baro Başkanı Sadık Erdoğan, seçimlerde %1 oy bile alamayan İşçi Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın, bilmem ne hukukçular başkanı Mustafa Ufacık, Olcay Hepdemirgil, Fethi Bolayır vs..

Kartel gazetelerindeki Oktay Ekşi’den, holding gazetesinin solcu yazarı Hikmet Çetinkaya’ya kadar.. Hepsinin cenazelerine katılacak adamları toplasanız, bin tane seveni çıkmayacak olan, bu milletten kopuk, laiklik histerisi içindeki şahıslar, Es’ad Coşan Hocaefendinin defnedileceği yeri eleştirebiliyorlar. Korkunç bir kıskançlık hissi içinde hakaretlerle saldırıyorlar.

Hocaefendi’nin şu veya bu yere defnedilmesi, milletin, ona yönelik sevgisini azaltacak veya artıracak değil.

Allah katında da, şu veya bu mezara gömülmek; üstünlük nedeni değil.

Mütedeyyin her insan, bunu böylece bilir. Ancak milletin, manevi dinamiklerine karşı göstermek istediği sevgiyi engellemek isteyenler, milleti ezmek, onları susturmak, onlara keyfi dayatmalarda bulunmak isteyenler, yüzbinlerin isteğinin yerine getirilmemesi için düğmeye basıp, devletin resmi haber ajansını bile kullanıp, sonuçta kendilerine göre başarılı da oldular. Kararname iade edildi.

Ama ben merak ediyorum; bugün kılınacak cenaze namazına katılacak onbinleri seyrederken, bu isimler acaba hiç utanacaklar mı?

Yüzlerinde küçücük bir kızarma oluşacak mı?
 

içindekiler | ana sayfa