MUHTEŞEM CUMA

Hüseyin Öztürk

12.2.2001 Akit


Fatih Camii, Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’dan bu yana ilk defa böylesine muhteşem bir kalabalığa ev sahipliği yaptı. Yüreğinin sesine kulak veren herkes oradaydı. Gelenlerin yüzlerindeki ifadeler kalplerinin aynasıydı. Müthiş bir duygu seli vardı. Birlik, beraberlik, sevgi, aşk, yardımlaşma, kardeşlik buydu ve her şey gerçekten muhteşemdi. Hocaefendi’yi tanıyan, tanımayan, İskenderpaşa Cemaatine mensup olan, olmayan, onbinlerce insan, Fatih Camii’ne girebilmek için adeta caminin dış duvarlarını tavaf ediyorlardı. Saat “onbir”den itibaren caminin avlusuna girmek mümkün değildi. Yanımda Mehmed Doğan ve diğer misafirlerim vardı ve dört ayrı bahçe kapısını zorladığımız halde giremedik.

Ancak Malta Çarşısı tarafında, kıyıda köşede bir yer bulabildik ve olduğumuz yere çöktük. Caminin ihata duvarlarının üzeri de karınca gibi insan doluydu. Türkiye’de barışı ve kardeş-liği yok etmek isteyenlerin gördüğü ve emi-nim ürktüğü bir manzaraydı. Böylesine muhte-şem bir manzara karşısında “idrak damarları” açık olan herkes, hangi ülkede yaşadıklarının farkına varabilmişlerdir herhalde. İzdihamdan cami avlusundan yarım saatte zor ayrıldık, Fevzi Paşa Caddesi yürünmeyecek haldeydi. Balat semtine inen yolun sakin olabileceğini hesap ettik, oralar da tıklım tıklım otomobil ve insan doluydu. Eyüp’e gidebilme şansımız yoktu. Haliç’e kadar yürüyerek indik.

Oradan bir vasıta bulup Eminönü’ne gidelim istedik ama nafile, Cağaloğlu’na kadar yürümek zorunda kaldık. İsteyen inanır, isteyen inanmaz, halkın büyük desteğini alan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Hocaefendi’nin Süleymaniye’ye defni konusunda puan kaybetti. Günboyu duyduğumuz en çok kınama bu meyandaydı. O kadar fazla dile getirildi ki, açıkçası Sayın Ahmet Necdet Sezer’i sevenlerinin kalbinin kırıldığına şahit oldum.

Evet, “Muhteşem Cuma’da” Hocaefendi’ye dua ve niyazlar vardı, Cumhurbaşkanı’na da sitemler. Hocaefendi’nin cenazesi ülke barışı için ne kadar birlik ve beraberlik göstergesi olduysa, Cumhurbaşkanı’na bu kararı aldırtanlar da, o derece ayrılık ve bölücülük tarafı olarak zihinlere kazındı. İrtica gibi sapık bir taarruzla masum insanları suçlayan artistler, gördünüz mü manzarayı? Bir sineğin kanadı bile ezilmedi. Çünkü bu insanların imanları, her varlığın canını kutsal bilir. Ne olur, biraz da sizin kutsallarınız olsa. Tabi rant için sahip çıktığınız kutsallarınız değil.
 

içindekiler | ana sayfa