HOCAEFENDİ’NİN EĞİTİM ANLAYIŞI VE TATBİKATI

Ali Rıza Temel

Eğitim-Bilim, Mart 2001


Tasavvuf, ahlak eğitimi veren bir okul veya manevi hastalıkların tedavi edildiği bir hastahanedir. Tekkeler eğitimin pratiğe dönüştüğü terbiye ocaklarıdır. Fethedilen ülkelerin kültürel ve manevi fethinde tekkelerin, tarikatların çok önemli payı vardır. Gönüllü birer sivil hizmet kuruluşu olan bu müesseselerin insanımızın manevi, kültürel ve ekonomik hayatındaki müsbet etkileri aşikardır.

Dini ölçülere sıkı sıkıya bağlı olan ve hocalar tarikatı olarak bilinen Nakşilik, pek çok kollarıyla insanımıza hizmet sunmuştur.

“Görünmeyen üniversite” diye tanımlanan İskenderpaşa cemaati, yetiştirdiği insanlarla her kademede ülkemize ve diğer İslâm ülkelerine hizmet götürmüştür. Bu hizmetlerde daima gözönünde bulundurulan prensip, insanların kısa ve uzun vadeli problemlerine gerçekçi çözümler üretmektir.

Pratiği olmayan bilginin yaşama şansı yoktur. Zaten din, bir davranış ve yaşam tarzıdır. Dinleri felsefeden ayıran en büyük özellik de budur.

Her kurum gibi tarikatlar da yaşadıkları çağın gerçeklerini dikkate almak ve kendilerini ona göre şekillendirmek zorundadır. Aksi halde varlıklarını sürdüremezler.


Modern eğitime önem vermişti

Dünyanın büyük bir köy haline geldiği, kültürel sınırların kalktığı çağımızda dünyaya açılmak, etrafta olup bitenleri iyi gözlemlemek gerekir. Es’ad Hocamız bu gerçeği çok iyi kavramış ve gayretlerini özellikle de dışa açılma yönünde teksif etmiştir. Avustralya’dan Amerika’ya, İngiltere’den Türk Cumhuriyetleri’ne kadar dünyanın pekçok yerine ulaşmış, böylece hizmette sınır olmadığını göstermiştir. Bu hizmetler kitap, dergi, gazete, radyo ve televizyon gibi bilgi ve haberleşme araçlarıyla desteklenmiştir. 12 Eylül’den sonra pekçok sahada (radyo-mecmua gibi) ilklere imza atılarak hizmette öncülük görevi üstlenilmiştir. İslâm, Kadın ve Aile, Gül Çocuk, İlim-Sanat dergileri dünya gündemini yakından takip ederek insanımızı yakından takip ederek insanımızı aydınlatmıştır. Özellikle Ak Radyo’nun hizmetleri her takdirin üstünde olmuş, adeta bir okul görevi üstlenmiştir.

Hocamız, eğitim alanında belki de ilk denebilecek bir çığır açmıştır. Aile eğitim seminerleri şeklinde uygulanan bu faaliyetler, cemaatin kaynaşmasında ve sosyalleşmesinde büyük katkı sağlamıştır. Birçok hayırlı kuruluşun temelleri buralarda atılmıştır. Akra bunun en canlı örneğidir.

Bu seminerler bazen beş yıldızlı otellerde, bazen de Hocamız’ın kendi tabiriyle çok yıldızlı (araziye çadır kurarak) gerçekleştirilmiş, konunun uzmanları davet edilerek insanımız her konuda bilgilendirilmiştir. Bu seminerlerle bir taşla iki kuş vuruluyordu. İnsanlar çoluk çocuğuyla hem gezip dinlenmiş, hem de bilgi dağarcığını doldurmuş oluyordu.

Hocamız klasikten ziyade modern eğitime önem vermiştir. Tekkenin çıkardığı neşriyatta asla sansür sözkonusu değildi. Her düşünceye açık olmak belki de İskenderpaşa cemaatinin en büyük özelliğiydi.

Kurmuş olduğu ahlak, çevre ve kültür dernekleriyle ülkemizin her köşesine hizmet götürmüş, pekçok ağaçlandırma faaliyetine bizzat nezaret etmiştir. Bunun yanında spora önem vermiş, özellikle aile seminerleri münasebetleriyle tertiplenen yürüyüş, koşu ve yüzme faaliyetlerinde hep ön planda olmuştur. Onun bu modern davranış tarzını garipseyip tenkid edenler bile olmuştur. Halbuki bunlar en büyük mürşidimiz olan Hz. Peygamber (sav)’in de uygulamalarındandır.

Netice itibarıyle zaten bir eğitimci ve akademisyen olan hocamız, dünyaya açık yaşayışı ve her kesimden insana sıcak ve samimi yaklaşımıyla “kaba softa ham yobaz” imajını silmiş, tekkeyle insanımızı bütünleştirmiştir.

 içindekiler | ana sayfa