İSLAM DÜNYASI MÜNEVVER BİR ALİMİNİ YİTİRDİGülay Pınarbaşı
Milli Gazete
Milyonların tanıdığı, sevdiği, sohbetlerinden ve kitaplarından istifade ettiği, gönüllerde yer etmiş değerli mütefekkir Es’ad Coşan Hocaefendi Hakkın rahmetine kavuştu... Hayatını İslâm’a hizmete adamış olan Es’ad Coşan Hocaefendi dünyanın dört bir yanında tanınan, hikmetli sohbetleri dilden dile yayılan çok büyük bir ilim adamıydı. Kendisi değerli İslâm alimi Mehmed Zahid Kotku Efendi’nin yakın dostlarındandı. Küçük yaşta Hocaefendinin meclislerine devam etti, onun maddi ve manevi ilgilerine mazhar oldu. 1938 yılında Mehmed Zahid Kotku Efendi’nin bizzat elinden tutarak kürsüye oturtması ile İskenderpaşa Camii’nde, hadis dersleri vermeye başladı.
Zahid Kotku Hazretleri’nin 13 Kasım 1980 günü vefatından sonra, yine onun arzusu üzerine, tebliğ ve irşad görevini üstlendi. Vefat ettiği 4 Şubat 2001 tarihine kadar da bu şerefli görevi layıkıyla yerine getirdi. 1987’de kendi isteğiyle emekliye ayrılan Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi ve talebelerinin, dünyanın dört bir yanında, İslâm’ın tebliği için fedakarane hizmetleri oldu. Konferanslar, eğitim kurumlarının açılması, kitaplar, sohbetler, çeşitli yayınlar, dergiler, radyo programları ile İslâm ahlakının yayılmasında çok önemli bir görev üstlendiler.
Es’ad Coşan Hocaefendi 1997 yılından itibaren Avustralya başta olmak üzere ABD ve Avrupa ülkelerinde bulundu. Kendisini İslâm ahlakının insanlar arasında yaygınlaşmasına adayan bu değerli insan tüm talebelerini hizmete, yardımlaşmaya, dostluğa, fedakarlığa, hiç durmadan İslâm yolunda teşvik etti. Gerek sohbetlerinde, gerekse yazılarında hep güzel ahlakın, Allah yolunda hizmetin, samimi bir müslüman olmanın önemi üzerinde duran Es’ad Çoşan Hocaefendi, bir sohbetinde ahiret hayatını şu şekilde anlatıyordu:
“...Evet dünyada da insan bazı hayırlara eriyor, nimetlere mazhar oluyor ama, dünya çok kısa... Ahiret sonsuz olunca, sonsuzun yanında asırlar bile kısa kalır. Çok kısa küçük hayırcıklar, az bir şey. Asıl hayır ahiret hayrı... Yâni dünyada insan bazı hayırlara erse de, ahirette hayra ermese, mahvoldu demektir. Kâfirler böyle olacak, Firavunlar, Nemrutlar, kâfirler, müşrikler, münafıklar, zalimler, fasıklar böyle olacak. Dünyada biraz telezzüz etmeleri, biraz tena’um eylemeleri, nimetlere dalmaları, zevkleri tatmaları mühim değil, önemli değil... Asıl önemli olan ahiretin hayrı, ahiretin rahatı, ahiretin saadeti... Demek ki, biz de bu gerçeği aklımızın en yüksek yerinde, en belirgin yerinde, en unutulmayacak şekilde muhafaza etmeliyiz: Hayır ahiretin hayrıdır. Bu ne demek?.. Dünyadaki küçük menfaatler, faydalar, zevkler hiç mesabesindedir. Mü’min ona aldanmaz, takılmaz, kapılmaz, şaşırmaz. Onlara kapılıp da ahiretini mahvetmez, berbat eylemez. Ahiretini kazanmağa çalışır.”
Es’ad Coşan Hocaefendi aynı sohbetinin devamında dünya hayatının ne kadar geçici olduğunu ve müslümanın ahireti kazanmak için neler yapması gerektiğini şu hikmetleri sözlerle açıklıyor: “...Peygamber Efendimiz öyle söylüyor, öyle buyuruyor; doğrudur. Çünkü ömürler rüzgar gibi geçiveriyor, bir göz yumup açıncaya kadar geçiveriyor. Evet 60 yıl, 70 yıl, 80 yıl yaşıyoruz. Bir kısmı çocukluk, bir kısmı ihtiyarlık, bir kısmı gece uykusu, bir kısmı da gündüz koşuşturma, telaş... O günlerin içinde de bir kısmı sevinçli, bir kısmı üzüntülü, heyecanlı, dertli, gamlı, kederli, ağlamalı, sızlamalı... Ne olacak, kıymeti yok! Mühim olan ahireti kazanmak. Biz mü’miniz, biz müslümanız... Ahirette öldükten sonra dirilmek var, cennet var, cehennem var... Cenneti kazananlara, cennete girenlere ne mutlu! Cenneti kaybedenlere, cehenneme düşenlere ne yazık!.. Vah, yazıklar olsun, çok korkunç bir felaket... Onun için bunu hiç unutmayalım! Ahiretin hayrını kazanmak için ne yapmamız gerekiyorsa, onları yapalım! “Ne yapacağız, kısaca söyle hocam hatırımda kalsın!
Ben uzun sözleri hatırımda tutamıyorum.” derseniz: İbadetleri yapacaksınız, bir... Günahlardan kaçacaksınız, iki... Ahlâkınızı güzelleştireceksiniz, üç...” İşte Hocaefendi’nin bu hikmetli sözleri, onun güzel ahlakının ve İslâm ahlakını yayma konusundaki samimi gayretinin bir ifadesidir. Kendisi belki ebediyete intikal etmiştir. Ancak gerek eserleri, gerekse üstün ilmiyle irşad olan talebeleri onun başlattığı bu değerli hizmeti devam ettirecek, İslâm ahlakının dünyanın dört bir yanında yayılması için fedakarane gayretlerine devam edeceklerdir. Çünkü Hocaefendi’nin söyledikleri, onu takip edenler için bir rehber niteliğindedir.
Bugünkü yazımı kendisinin tüm müslümanlara şevk ve heyecan verecek, Allah yolundaki hizmetlerinde daha büyük bir çaba göstermelerine vesile olacak bir sözüyle bitirirken, Sayın Es’ad Çoşan Efendi Hazretlerine ve Muhterem damadına Cenab-ı Hak’tan rahmet niyaz eder, tüm islam alemine tekrar başsağlığı dilerim. “Gerekirse seve seve malımızı ve canımızı feda edebiliriz. Biz Müslüman olarak yaşamak, herkese iyilik yapmak; yüce Rabbimizin rızasını kazanmak; ardımızda hayırlı eserler, güzel bir nam ve nişan; sevimli, olumlu, şerefli, mübarek, muhterem, muazzam, mükerrem bir iz ve hayır dua ile anılacak bir hatıra, olgun ve dolgun bir hayat bırakarak ahirete göçmek; alnı ak ve açık olarak ölmek, ahirette de cennete girmek, Allah’ın rıdvanı ekberine ermek, cemalini görmek, Resûl’üne (sas) komşu olmak istiyoruz. Amacımızın çok yüksek, işimizin çok zor, çalışmalarımızın çok zahmetli ve çileli, hayatımızın çok tehlikeli ve sıkıntılı olabileceğini görüyor ve biliyoruz.”