ES’AD HOCAEFENDİ, İSLAM’I BİZZAT YAŞAYARAK ÖĞÜTLEDİ

Mustafa Karahasanoğlu

Cuma Dergisi 9.2.2001


İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun

Allah’tan geldik, tekrar ona döneceğiz. Es’ad Hocamız da 63 yıllık fani hayatını tamamlayarak baki aleme göçtü. Kendileriyle tanışmamız, 20 sene önce görev yaptığım Milli Gazete’ye yaptıkları ziyaret vesilesiyle oldu.

Zeki Çamlı, Osman Nuri Öngören, rahmetli Enver Abdik ve 15 kadar ihvanla yaptıkları ziyaretle, basının ehemmiyetine dikkat çeken sohbetlerinde, “Çağın insanı buhran ve bunalımda. Çare ise İslâm’dadır. Camiye gelmeyen, dini eğitim alamayan geniş kitlelere, hakkı ve hayrı tebliğ etmek en mühim dini görevdir. Bu görev, en güzel yayın yoluyla yapılabilir” tesbitinde bulunmuştu. Kendilerine Cuma Dergisi ve Beklenen Vakit gazetelerini çıkarma hususunda yaptığım is-tişarelerde de sakin ve yumuşak üslubuyla, “mü-minlere karşı daima müşfik olmamızı, İslâm düşman-larına karşı da vakur bir duruş sergilememizi tavsiye ederek” dua etmişlerdi.

“Alimin ölümü alemin ölümü gibidir” buyrulmuş. Gerçekten; sahip olduğumuz değerleri ancak kaybettikten sonra fark edebiliyoruz.

Hocamız, debdebe ve şatafattan uzak, sade bir biçimde, İslâm’ı bizzat yaşayarak öğütledi. “Zaman; malla, canla, başla.. olanca gücüyle her yönden cihad zamanıdır” diyerek, vatanından binlerce kilometre ötelerde hep İslâm’ı tebliğ etme, insan kazanma coşkusuyla yaşadı. Onun, “Bir kardeşimiz her yıl sadece bir kişiyi doğru yola çekse, Müslümanlar bir yılda yüzde 100, ikinci yılda yüzde 400, üçüncü yılda yüzde 800 artacaktır” şeklindeki tesbitleri, gerçeğin mükemmel bir anlatımıdır. “Çalışmak, ama çok çalışmak gerek” diyen hocamızın, İslâm dergisinde yayınlanan bir makalesinden kısa bir pasaj aktaralım:

“Zaman çok kıymetli ve çok kısıtlı; ömür kısa, yol uzun. İş çok, halk cahil, dost zaif, düşman kavi. Ama çare var, ümit var, ye’s yok, korku yok, gevşeme yok. Hak gelince batıl zail olur.”

İşte böyle cesur bir mücahid idi Es’ad Hocaefendi. Vatanından 16 bin kilometre uzakta da yine İslâm’ı anlatmak için koşturmaya devam ederken, İslâm yolunda inşaallah şehit olarak rabbine kavuştu.

Ne mutlu hayatını İslâm’a vakfedenlere, ne mutlu O’nun yolunda, O’nun rızası için koştururken O’na kavuşanlara.

Allah rahmet eylesin.
 

 içindekiler | ana sayfa