28 ŞUBATIN BAŞKA BİR AYIBI DAHA

Faruk Çakır

9.02.2001 Yeni Asya 


Ölüm, hayat kadar gerçek. Her canlı doğdurulur, yaşatılır ve öldürülür. Ölümün pençesinden kurtulan, kurtulabilen hiç bir canlı yok. Ölüm karşısında mutlak eşitlik var. Şöyle ya da böyle, hepimiz öleceğiz. Aslında beklenmedik ölüm de yoktur. Ne de olsa öleceğimize göre, ölümü hepimiz, her an, her yerde beklemeli değil miyiz? Bize göre ‘ansızın’ olan ölüm, aslında takdir edildiği vakitte gerçekleşir. Ne bir an önceye, ne de bir an sonraya.

Son bir haftadır Avustralya’da vefat eden Mahmut Es’ad Coşan Hocaefendinin vefatı ve cenazesi konuşuluyor. Ölüm, Coşan’ı Avustralya’da bir trafik kazasıyla yakaladı. Allah rahmet eylesin. Yakınlarına ve talebelerine de sabr-ı cemil ihsan etsin. Coşan Hoca, son 4 yılını Türkiye dışında geçirdi, ya da geçirmek zorunda bırakıldı. Kartel medyası, ‘28 Şubat sonrasından çekindiği için yurt dışında yaşamaya başladı’ diyerek tenkid etmeye çalışıyor.

Durum,kartel medyasının iddia ettiği gibiyse, sadece bunun ayıbı 28 Şubat sürecinin öncülerine yetmez mi? Niçin bir ilim ve fikir adamımız, yurt dışında yaşamaya mecbur bırakılsın? Devleti soyanlar, hayalî ihracat şampiyonları, vurguncular yurt içinde, millet için ömrünü seferber edenler yurt dışında!

1995 yılı Hac mevsiminde, Mekke’de Es’ad Coşan Hocaefendiyi kaldığı evde ziyarete gitmiştik. O zaman da Avustralya’ya sık sık gidip geliyormuş. Oradaki İslâmî hizmetlerden bahsetti. Tanışma faslında, Yeni Asya’da çalıştığımızı söyleyip, İslâm dergisindeki bazı yazılarının gazeteye iktibas edildiğini hatırlattık. Bundan son derece memnun olduğunu ihsas etti.

Türkiye’ye döndükten sonra da AKRA FM’in Hacegân’da düzenlenen kuruluş yıldönümünde—Mehmed Kutlular Ağabeyin de dahil olduğu bir grupla—Yeni Asya’yı temsilen katılmıştık. O toplantıda, Kutlular Ağabey’e de selâmlama konuşması yapma imkânı vermişlerdi. Allah rahmet eylesin...                                       

içindekiler | ana sayfa