PROF. ESAD COŞAN VE NAZIM HİKMET

Rıza Müftüoğlu
Yeni Düşünce Dergisi 16-22.ŞUBAT.2001

Bu iki ismi sevenler bu iki ismin yanyana olmasını istemezler.

Haklıdırlar. Coşan hoca ve Nazım iki ayrı kulvardadır. İkisinin de sevenleri dünya görüşleri açısından oldukça farklıdır.

Prof. Esad Coşan hoca ile 1994 yılında görüşmüştüm. Ben “Biz siyasetciler din alimleri ve din adamlarına görevlerini en iyi şekilde yapmaları için uygun zemin meydana getirmekle görevliyiz. Onların yaptıklarını yapmak bizim işimiz olmamalı. Din adamları da siyasetçilerin işlerine karışmamalı, onların işlerini yapmamalıdır” diyerek söze başlamıştım. Coşan hoca da bana Türk Cumhuriyetlerindeki soydaşlarımız üzerine konuşmuştu. Oradaki boşluğu, manevi boşluğu doldurmanın gerektiğine işaret etmişti. İki saate yakın bir süre nasıl geçti anlamamıştık. Dört kişiydik. Benim yanımda Naci Memiş bey vardı. Sohbet ettiğimiz yeri sanki bir ayrı ışık aydınlatıyordu. Sımsıcak bir yerden çıkmıştık. Ondan sonra hiç görüşemedik. Esad Coşan hoca Süleymaniye’ye defnedilmedi. Süleymaniye’de veya başka yerde mezarının olmasının merhuma ne bir yararı ne de zararı olabilirdi. Ancak Esad Coşan hoca ve benzerlerinin herkesin ziyaret edebileceği uygun yerlerde gömülmesinin bizim için yararları vardı. Yani bunun faydası ölülere değil yaşayanlara, topluma olmaktaydı.

içindekiler | ana sayfa